ÖZET ve SONUÇ bölümlerindeki yorumlarımı daha kolay anlamanız ve meramımı anlatabilmek için bazı yararlı bilgileri biraz teknik de olsa paylaşmak zorundayım. Türkiye’nin su kullanımıyla ilgili bazı temel verilerini hatırlayalım;
- Kişi başı 1.500- 1.700 m3/ yıl su tüketimiyle Türkiye, uluslararası standartlara göre “su stresi” yaşayan ülkeler sınıfındadır.
- Türkiye topraklarının büyük bölümü yarı kurak iklim kuşağında yer almaktadır. Bazı bölgelerde yağış yıllık 5-6 ay ile sınırlıdır.
- Yıllık su tüketimimiz, potansiyel 112 milyar m3’ün %52’sine yani 57,7 milyar m3’e ulaşmıştır.
- Bu suyun 44,25 milyar m3 (%77’si) sulama, 13,27 milyar m3 (%23’ü) içme- kullanma- sanayi için kullanılmaktadır.
- Tüketilen suyun 40,68 milyar m3 (%70’i) yerüstü sulardan, 17,03 milyar m3 (%30’u) yeraltı sularından sağlanmaktadır.
- Türkiye’nin yıllık ortalama yüzey akışı 185 milyar m3, yeraltı suyu emniyetli rezervi 18 milyar m3’tür.
- Türkiye 25 hidrolik havzaya bölünmüş olup, DSİ- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 26 Bölge Müd. ile bu nehir havzalarını yönetmektedir.
- 55 yılda DSİ 706 baraj ve gölet inşa etmiş, 3,2 milyon hektar tarım alanı sulaması, 1,4 milyon hektar araziyi taşkından koruyan 5.930 taşkın koruma tesisi, 3,31 milyar m3 içme- kullanma- sanayi suyu temin hizmetleri gerçekleştirmiştir.
- İşletmeye açılan sulama alanlarının %66’sı DSİ (4,36 milyon hektar), %19’u kapatılan Toprak-su ve Köy Hizmetleri Genel Müd. (1.29 milyon hektar), %15’lik kısmı vatandaş tarafından (1 milyon hektar) yapılan halk sulamalarıyla gerçekleştirilmektedir.
Kaynak; Türkiye’de Bölge Planlaması ve Nehir Havzası Yönetimi (Dr. H. Hüseyin DOĞAN, Dursun YILDIZ)
TUİK verilerine göre 2022’de Belediyeler, köyler, imalat ve sanayi işyerleri, termik santraller, Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ve maden işletmeleri 19,2 milyar m3 su kullandı. Bu suyun %56,8’i denizden (%94’ü soğutma amaçlı kullanıldı), %22,1’i yeraltı ve %21’i yüzey suları olmak üzere toplam %43,2’si tatlı su kaynaklarından temin edildi.
Tatlı su kaynaklarından çekilen suyun %80,3’ü belediyeler, %8,6’sı imalat sanayi işyerleri, %4,7’si köyler, %4,9’u maden işletmeleri ile OSB’ler ve %1,5’i termik santraller tarafından kullanıldı.
Belediyeler, köyler, imalat sanayi işyerleri, termik santraller, OSB’ler ve maden işletmeleri 2022’de 16,4 milyar m3 atık suyu deşarj etti. Bu atık suyun %76,5’i denizlere, %19,5’i akarsulara, %1’i barajlara, %0,8’i fosseptiklere, %0,7’si göl/ göletlere, %0,2’si araziye, %1,4’ü ise diğer alıcı ortamlara deşarj edildi.
Denize deşarj edilen atık suyun %80,2 si soğutma suyundan oluştu.
2022’de toplam atık suyun %52,4’ü termik santraller, %31,2’si belediyeler, %12,9’u imalat sanayi işyerleri, %1,7’si OSB’ler, %1’i maden işletmeleri, %0,7’si köyler tarafından doğrudan alıcı ortamlara deşarj edildi.
Soğutma suları hariç deşarj edilen atık suyun %79,3’ü arıtıldı.
Belediyeler 6,7 milyar m3 su çekti. %43’ü barajlardan, %29,1’i kuyulardan, %16,5’i kaynaklardan, %7,7’si akarsulardan ve %3,7’si göl- gölet- denizden sağlandı. 6,7 milyar m3 suyun 4,1 milyar m3’ü içme ve kullanma suyu arıtma tesislerinde arıtıldı. Arıtılan suyun %90,4’ü konvansiyonel, %9,6’sı gelişmiş ve %0,03’üne fiziksel arıtma uygulandı.
ARITILAN SUYUN %1,5’İ SANAYİ, TARIMSAL SULAMA VB. ALANLARDA KULLANILDI.
Biraz karmaşık gibi görünse de başlığa uygun çözümleme sunabilmek için bazı temel bilgiler önemli.
ÖZET
Tatlı su kaynaklarından belediyeler tarafından çekilen 6,7 milyar m3 içme ve kullanma suyu arıtıldıktan sonra sadece %1,5’i tarımsal sulama ve sanayide “geri kazanım” ile kullanılabiliyor. Çünkü bu sudaki ağır metaller ile kimyasallar yok edilemiyor. (Bazıları ısrarla Geri Dönüşüm diyor. Bu hatadır. Geri dönüşüm imha etmek veya tekrar kullanılmayıp yok etmektir.)
Aşağıdaki linkte OSB’ler ve belediye arıtma tesisleri yanında ALG ÇİFTLİĞİ ve/ veya ALG BİYORAFİNERİ kurulması zorunluluğu tam da bu noktada zorunlu hale geldiğini anlatmıştım.
İçinde ağır metaller ve kimyasallar bulunan arıtma suları (Gri sular) denize deşarj edildiğinde, yıllar önce bir iç deniz olan Marmara denizinde görülen müsilaj (Alg patlaması) tehlikesinin bugünlerde tekrar gündeme geldiğine şahit oluyoruz. Önlem alınmadığı takdirde artarak devam edecektir.
Sorunun çözümünün mümkün olduğunu artık biliyoruz. Hani siyasetçiler ile karar alıcıların ağızlarından düşmeyen sürdürülebilirlik ve Paris İklim anlaşması ile karbon nötr olma hayalleri var ya! İşte bu hedefleri tutturabilmek ve 2026 yılı başından itibaren AB Yeşil mutabakatı gereği, sanayi ürünlerimizin ihracında Sınırda Karbon Vergisi engeline takılmak istemiyorsak, OSB ve Belediye arıtma tesislerinde temel gıdası güneş ve CO2 olan ALG yetiştiriciliği ile sorunu çözebilmek mümkündür. Kontrolsüz suni gübre kullanarak kirlettiğimiz tarım alanlarımızı, vahşi sulama ve bölge/ havza bazlı ürün desenine uygun sebze/ tahıl yetiştirme yönünde Bölgesel Planlamalar yapmazsak, referans kitabımızda (TÜRKİYE’DE BÖLGE PLANLAMASI VE NEHİR HAVZASI YÖNETİMİ), üstadların dikkat çektiği vahşi sulamanın sonuçlarına katlanmak zorunda kalırız.
“Harran ovasında sulu tarım gerçekleştirilen 165.678 hektar alanda, 2017 üretim dönemi ürün deseninin ihtiyaç duyduğu sulama suyu miktarı 2,79 milyar m3 su olmasına rağmen, ovaya bırakılan su miktarı yaklaşık 6,34 milyar m3’dir. Planlanan değerden 3,35 milyar m3 daha fazla su bırakılmıştır. Aşırı sulama ile toprağın yararlı alüvyon oranı azalmakta, alkalilik, tuzluluk, yüksek taban suyu problemleri ve mücadele maliyeti giderek artan yabancı ot ve zararlı salgınlar artmaktadır.”
Tekrar her arıtma tesisi yanına neden ALG ÇİFTLİĞİ ve/ veya ALG RAFİNERİSİ kurulması gerekliliğine dönecek olursak;
https://making-biodiesel-books.com/all-about-algae/algae-microfarming/algae-microfarm/ sitesinden alıntılayarak elde edilebilecek ürünleri aşağıda sıralayıp, sadece %1,5 arıtma suyu tarımsal sulamada kullanarak, içme suyu kaynaklarımızın nasıl vahşi şekilde israf edildiğini, enerji- gübre- hayvan yemi elde edebilmek için önümüzdeki fırsatları neden değerlendiremediğimizi sorgulayarak yazımıza son verelim.
Ortak ürünler;
İnsanlar için alg bazlı ürünler/ Temel gıda olarak algler/ Algler ve Gıda Endüstrisi/ Sağlıklı gıdalar ve ilaçlar
Su Ürünleri Yetiştiriciliği:
Hayvan Yemi Katkı Maddesi:
Nutrasötikler/ Astaksantin/ Omega-3 Yağları/ Antioksidanlar
Alglerin İlaç sanayisi ve kozmetik sektöründe kullanımları
https://abaybarsgogez.net/saglik-sektorunde-biyo-tabanli-besinler-independent-projesi/
Alg Gübreleri
Diğer Özel Ürünler;
Kağıt/ Biyo Beton/ Biyo Plastikler/ İnce Kimyasallar/ Düşük Değerli Eş Ürünler
Makroalglerden Ticari Ürünler
Diğer makroalg gıdaları.
CO2 azaltımı
Karbon sekestrasyonu
Karbon ticareti
Yan ürünler;
Mikroalg ve Siyanobakterilerden Ticari Ürünler Alg Bazlı Biyoyakıt/ Biyodizel/ Biyoetanol/ Biyogaz veya Biyometan/ Biyobütanol/ Biyohidrojen/ Biyoelektrik Gazlaştırma Katran/ Alg Kömürü
SONUÇ
Konuya ilgi duyanlar ile bu vb. yazılarımı okuyup, başta belediyelerin Su ve Kanal İdaresi yöneticileri, OSB’ler ve arıtma tesisi olup ihracata yönelik üretim yapanlar, bir yıldan az süre kalan Sınırda Karbon Vergisi uygulamasına takılmamak ve sağlıklı çevre hedefine katkıda bulunmak için sosyal sorumluluk ile ülke sevdaları gereği uyarıları dikkate almak zorundadırlar.
Ayrıca ülkemiz ve dünyada yaklaşık 25- 30 yıl ömrü kalan gübre temel hammaddesi fosfat kaynaklarını yok eden suni gübre kullanımı yerine, doğal gübre kullanımı ve/ veya ALG BİYORAFİNERİSİ çıktılarından hayvan yemi ve bitkiler için gübre elde edilmesine yönelmek, devlet politikası olarak benimsenmelidir. Umarım meramımı anlatabilmişimdir..
Baybars’cığım üretkenliğini, dikkatini takdirle -haddim olmayarak- izliyorum.. bu konu da bir biçimde benim de ilgi alanım biliyorsun ve ancak bu vurgulamalarla ve bu boyutu ile dikkat çekmek umarım geleceğe dair bir uyarı olsun.. Birilerinin kulağına gitse ve konu bu boyutu ile de ele alınsa keşke.. Başarılar, selamlar kardeşim..
Sevgili Vefa haklısın. Senin yıllardır üzerinde çalışıp kitap yazdığın bir konuda -haddim olmayarak- tehlikeli sularda yüzme cesareti gösterdim.
Bir süredir yenilenebilir enerji kaynağı olarak da gelecek için umut vadeden ALG konusunu işliyorum biliyorsun. Bu çerçevede su ile ALG üretimini birlikte yorumlayarak yazmaya çalıştım.
Dediğin gibi umarım günlük vasat çekişmeler ve muhabbetlerden kurtulup, bizim karar vericilerimiz de konu üzerine eğilirler. Sevgiler kardeşim.
Değerli Baybars bey, yöneticiler diyoruz. Yönetmek ne demek? Doğru ve müspet adımlarla verimliliği arttırmak ve refahı sağlamaktır. Bu güzel ve gerçek bilgilerinizi, müstakbel yöneticilerimiz anlar da; inşallah uygularlar.
Çok haklısınız. Bizim adımıza verdiğimiz yetkiler çerçevesinde yönetmek zorundalar.
Tam demokratik ülkelerde şeffaflık ve hesap verebilirlik kuralı o yüzden etkin şekilde kullanılır.
Bizde vergi gelirleri nerelerde kullanılıyor diye sorulunca, “hesap mı vereceğiz?” cevabı alıyoruz.
Bilgi paylaştıkça güzel diyorsunuz.
Doğrudur; ama bilgi, araştırma, analiz etme ve belirli çıkarımlar çıkarma, sonucunda bir sonuca gitme; emekle, uğraşmayla, çalışma ve gayret göstermeyle oluyor, insan hayatında
Birde burada bu bilgi ve analizler topluma ve sırasıyla ülkeye müthiş kazançlar, katkılar sağlıyorsa şayet…
Her şey için teşekkürler, emek ve çabalarınız için.
Bu yararlı ve kazançlı bilgilerin gerekli yerlere ulaşabilmesi ve uygulanması dileğiyle…
Umudumuz ve ümidimiz her zaman vardır ve var olacaktır.
Saygılarımla…
Değerli yorumlarınız için teşekkürler üstadım. Umarım ulaşır.
Bu yararlı analiz ve bilgilerinizden sorumluların da ders çıkarıp toplum yararına katkıda bulunmaları ve başarılarının
devamı en büyük dileğimdir.
Çok teşekkürler kardeşim.