Çok beğendiğim sözlerden birisi “krizi fırsata çevirmek”, diğeri biraz askeri terim olsa da “meseleyle boğuşma”dır.
Tüm dünya bir değişim içinde. Ülkemiz de son gelişmeler çerçevesinde siyaset anlayışını tartışmaya başladı.
Toplumdaki hareketlilik sonrası Ekrem İmamoğlu artık bir simge haline geldi. Gençler ve halk bu değişimin gerekliliğine inanarak, ülkenin ve kendilerinin geleceği için, ses ve eylemleriyle inisiyatif aldı. İktidarın en güçlü olduğu illerde bile yasaklara karşı koyup hak ve özgürlükler adına eylemler başladı. CHP genel başkanı nihayet anlayıp, bundan aylar önce değişim ve dönüşüm diye yola çıkıp, altını dolduramadığı kavramın önemini halk sayesinde fark etmiş görünüyor.
Aslında göremeyecekti ancak, gelişmeler kendi konfor alanlarına sıçramaya başlayınca, özünü hatırlayıp parti ve konumu elden gitmesin diye, kayyım korkusuyla kurultay kararı almak zorunda kaldı diye anlaşıldı.
Genel başkan olduktan sonra bu kararı alabilecek başka fırsatlar eline geçmişti. Kullanmadı ve/ veya strateji okur-yazarlığı olmadığı, öngörü eksikliği, kurmay kadrosunun yetersizliğiyle proaktif olmak yerine, sayın Kemal KILIÇDAROĞLU gibi reaktif hatta pasif politika izlemeyi tercih etti. Gelişmeler ona sürekli savunma yaparak zafer kazanılmayacağını öğretmiştir umarım.
Üçüncü güzel laf olan “her musibetten bir nasihat” çıkartmak istersek, alınan kurultay kararını fırsat bilerek, iktidarın beklemediği cepheden karşı taarruza geçebilecek bir önerim/ şansımız var. Bu şans kaçarsa, Sayın İmamoğlu tutuklanmasa, kongrede CHP genel başkanı seçilse dahi, halkın beklentileri yönünde bir kazanım elde edilemeyecek, sözünü ettiği değişim- dönüşüm gerçekleşmeyecektir.
ÖNERİM; Bu kongrede CHP’yi fabrika ayarlarına DÖNÜŞTÜRECEK, Atatürk ilkelerine bağlı, bugüne kadar olduğu gibi seçmenlerini Atatürk ile aldatmayacak, stratejik düşünceyi içselleştirmiş, tutarlı ve dengeli öngörüleri olan, liderlik özellikleri gelişmiş, ülkesine sevdalı, geçmişi temiz, kirli siyasetten uzak kalabilmiş, gelişime açık, organizasyon yönetiminde deneyimli, uluslararası gelişmeleri izleyip, üretimin dinamizmine inanan ve büyüme değil sosyal, kültürel, ekonomik ve ekolojik kalkınmayı esas alan projeli yaşam kültürüne inanarak planlamayı ilke edinmiş bir maestro CHP GENEL BAŞKANI ve aynı düşüncelere sahip kadrolar seçilsin.
Bu başarılabilirse iktidarın tüm ezberleri ve oyunları bozulacaktır.
Sayın Özgür Özel bu amaç doğrultusunda mevcut konumu ve konforundan vazgeçebilirse tarihe geçer. Yok ısrar edip partisini ve koltuğunu bir kişinin ikbali/ kurtulması veya kendi ikbali için terk etmezse asla affedilmeyecektir.
Seçilecek genel başkanın ilk açıklaması da;
“Ekrem bey de yargılansın ancak kim ki bu ülkeye, milli birlik ve beraberliğe zarar vermiş, etnik kimlik siyasetiyle halkı düşmanlaştırmış, ülke kaynaklarını vatandaşına değil kendisi ve çevresine açıp halkın fakirleşmesine neden olmuşsa, kuruşuna kadar hepsinden hesap sorulacaktır.” Olmalıdır.