Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne, Kırsal ve Kentsel tarım uygulamaları hakkında kamuoyunu aydınlatma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

10 Mayıs 2024’de Arel Üniversitesince düzenlenen “Siyaset ve Yönetim: Küresel ve Yerel Dinamikler Ulusal Kongresi” için bildiri sunma daveti alınca, Kitap düşüncemi destekleyen bu fırsatı değerlendirmek istedim. ETÜBÖL/ SETÜBÖL bildiri sunumumdan bazı bölümleri bloğumda siz okuyucularım ile paylaşmak farz oldu. Akademik ağırlıklı ancak, okunması gereken çok yararlı bir yazı.

Yeni bir kavram ve model, birkaç cümle ile ifade edilemeyeceği için, sonuna kadar okuyup sabır gösteren okuyucularıma şimdiden teşekkür ediyorum. Umarım modeli beğenip çevrelerinde dağıtmaya layık görürler. 100 yıllık süreci, ilginç detaylarıyla analitik formatta yazacağım kitabımda ayrıca anlatmayı düşünüyorum.

Kentsel Tarıma meraklı Yerel Yöneticiler “uzun yazı” demeden okuyup, sorumlulara okuturlarsa, hap çözüm ve öneriler bulabilirler. Sanırım artık seçim sonrası “Ağırlama, Kutlama, Kucaklaşma” dönemi bitmiş farkındalık yaratacak projelere başlama zamanı gelmiştir.!

ETÜBÖL- “Ekolojik Tarımsal Üretim Destekli Bölgesel Kalkınmada Yerel Yönetimlerin Rolü” başlığı, amacımızı tam olarak kapsıyor gibi görünse de, bu amaca “Sürdürülebilirlik eklenmesi zorunludur. Öncelikle ETÜBÖL, sonraki aşamada SETÜBÖL olarak devam edilmeli. Ekonomik, Çevreci ve Sosyal kalkınmaya (ESG) uygun bir model hedefiyle yola çıkıldığında, sürdürülebilir kalkınma mutlaka gerçekleşecektir. O halde kavramı ve kapsamı şöyle toparlamak daha doğru olacaktır;

“İhtiyaç duyulan temel tarımsal ürünlerin ekosistemle uyumlu hale getirilerek, Yerelde/ Bölgesel Kalkınma Politikalarının sürdürülebilirliğinin sağlanması.” (Prof. Dr. Betül Güray hocama katkısı için teşekkürler.)

Belediye mücavir sınırlarında modern tekniklerle gerçekleştirilecek Kentsel tarım ile köylerde (Büyükşehrin kırsal yapısı bozulmamış köy yerleşimleri dâhil) geleneksel yöntemlerle yapılan Kırsal tarım birlikte ele alınıp, Merkezi ve Yerel Yönetimlerin de katkısı/ rolü ile “ETÜBÖL” hedefine ulaşılması amaçlanmaktadır.

Tarımsal üretim destekli Yerelde/ Bölgesel kalkınma kapsamdaki ifade gibi, her bölgenin ekosistemine uygun ürün seçimi öncelikli olup, (kimi sera üretimleri hariç) maksimum kalite ve verimliliğe ancak böyle ulaşılabilir.

Yerel Yönetimlerin katkısı zorunlu.

Yerel yönetimler, Anayasamıza göre; “devlet organizasyonunda mahalli müşterek ihtiyacı karşılayıp, yerinden yönetim esaslarının uygulandığı kamu tüzel kişileridir. Bu çerçevede, yetki genişliği sistemi ve diğer yerel kuruluşlarla birlikte devlet aygıtının kılcal damarlarıdır.”

*Yurttaşlık bilincinin gelişimine katkıları yanında, Yerelde/ Bölgesel kalkınmada sorumluluk üstlenebilme yetki ve sorumlulukları vardır.

*“YERELDE KALKINMA” ve istihdamı artırma amaçlı sanayi siteleri, STK’lar, kooperatifler, birlikler ve köylerle ortak projeler yürüterek alt yapı yatırımlarını faizsiz ve uzun vadeli geri ödeme şartıyla üstlenebilirler.

5393 Sy. BELEDİYE KANUNU m. 15; “…. nüfusu 10.000 geçen belediyeler meclis kararıyla; Turizm, sağlık, sanayi ve ticaret yatırımlarıyla eğitim kurumlarının su, termal su, kanalizasyon, doğal gaz, aydınlatma ve yol gibi alt yapı çalışmalarını faizsiz, on yıla kadar geri ödemeli veya ücretsiz yapar, yaptırır. Karşılığında tesise ortak olabilir.”

Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Bankası (DB) ve Uluslararası diğer yardım kuruluşları

BM, insanlığın küresel sorunlarına katkıda bulunmak amacıyla, 2015 yılında ortaya koyduğu Sürdürülebilir Kalkınma Amacı ile Küresel, Ulusal ve Yerel düzeyde kalkınma hedefinin parçası olma düşüncesiyle, yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen modelin destekleyicisi olarak öne çıkmaktadır.

Sığınmacılar ve mültecilerin sorunlarıyla afetlere yönelik, BM ve DB tarafından zarar gören ülkelere zaman, zaman %50- %100 hibe ve destekler açıklanmaktadır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında %90 nüfusun yaşadığı köylerde, Kırsal tarım ağırlıklı kalkınma modelinin yanı sıra, bazı kent ve ilçelerde Sanayi veya Turizm ağırlıklı kalkınma modeli uygulamaları da gerçekleştirilmiştir.

Bülent Ecevit ile 1970’li yıllarda, CHP parti programında yer bulan KÖYKENT, köyleri cazibe merkezi haline dönüştürüp kentten köye tersine göçü özendirmeyi amaçlarken, Kırsal tarım ağırlıklı kalkınma modeli fikrini ön plana çıkarmıştır. Önce Bolu ve Van’da, son olarak Ordu Mesudiye’de uygulanma şansı bulmuştur.

Sonraki yıllarda siyasi partilerin programlarında Kırsal ve Bölgesel kalkınmaya fazla rastlanmazken, isminde “Köyişleri, Kooperatifçilik, Kalkınma vb. unvanlar olan bakanlıklar zamanla kapatılmış ve/ veya TARIM- ÇEVRE- ŞEHİRCİLİK gibi başlıklar altında kurulan bakanlıkların içinde daire başkanlığı veya genel müdürlük seviyesinde temsil edilir olmuşlardır.

YERELDE/ BÖLGESEL KALKINMA program ve çabaları yerine, Ulusal Kalkınma program ve çabalarının ön plana çıkarıldığı görülmektedir. Temelsiz bina olmayacağı gibi, Yerelde Kalkınma gerçekleşmeden, Yerelden Kalkınma Politikalarını konuşmak siyaseten kitleleri harekete geçirmede etkili görünse de, bu tip siyasi söylemler gerçekleştirilemediği takdirde, zamanla kamuoyunda inandırıcılığını yitirmektedir. https://abaybarsgogez.net/yerelden-kalkinma-politikalarinin-olusturulmasi

Avrupa Birliği (AB) katılım sürecinin etkisi.

Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) ile AB’nin mali yardımlarına ilişkin düzenlemeleri içeren Çerçeve Anlaşması ve Kırsal Kalkınma Programı (IPARD), AB mali yardımı yönetimi ve uygulanmasına ilişkin taahhütlerin yerine getirilmesini öngören Finansman Anlaşmasının uygulanması için, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) ve Kırsal Kalkınma Ajansı yetkili kurum olarak görevlendirilmiştir. https://www.tkdk.gov.tr 

Farklı birimlerce süreç ayrıca izlenmektedir.

Merkezi Finans ve İhale Birimi https://www.cfcu.gov.tr  

AB iletişim ağı https://ab-ilan.com/hakkimizda 

Diğer taraftan, DB ve BM gibi uluslararası hibe ve fon kuruluşlarının; Çevre, Kırsal kalkınma, göçmenler- sığınmacılar- afetlere yönelik Yerelde kalkınma amaçlı olmak üzere, farklı oranlarda ve muhataplara yönelik hibe programları bulunmaktadır. www.seeco.gov.tr www.rec.org.tr örnektir.

Programlarda Kentsel tarım desteklerinden bahsedilmezken, Kırsal tarım destekleri öne çıkarılmaktadır.

Kamu kurumları ve yerel inisiyatiflerle birlikte, nüfus- sanayi yoğun kentlerin kent çeperi olarak belirlenen il/ ilçe/ belde ve köylerinin;

*Karbon ayak izi değerleri ölçülerek kent girişinde ilan edilecek, azaltım yol haritası belirlenecektir.

*Bölgenin köylerle birlikte Stratejik yatırım, gelişim ve vizyon alanları tespit edilecektir.

*Topraklı ve topraksız tarım ile turizm- sağlık- sanayi- eğitim- günübirlik konaklama vb. alanların tespiti için yetkin uzmanlardan kurulu bir heyet görevlendirilecek ve bütçe oluşturulacaktır.

*İl- ilçe- beldelerin 1/ 5.000 ve 1/ 1.000 imar planları hızlıca revize edilerek, onaylanmak üzere ilan ve askı süreleri tamamlanarak, yatırım iklimine uygun sorunsuz planlı alanlar üretilecek, plansız alanların kapasiteleri ve işlevleri tespit edilecektir.

*Bölgenin ekolojik özelliklerine sadık kalarak, yapı mimarisi ile varsa tarihi ve kültürel mekan- çevre- sanat yapı stoğu koruma altına alınacak, yenileme çalışmalarında ekolojik denge ve tarihi miras ile uyumlu mimari stiller tercih edilecektir.

*Tarihi yapı ve mekanlar, aslına uygun olarak onarılıp kent turizmine kazandırılacaktır.

*Planlanan yatırım konularının, iş kolları ve sektörlere göre fizibilite ve şartnameleri hazırlanarak; Merkezi- Yerel yönetimler- yerel özel sektör- ulusal ve uluslararası yatırımcılarla paylaşılacaktır.

*Bölgedeki insan kaynağının mesleki yeterlilik eğitimleri planlanıp gerçekleştirilecektir.

*Lojistik ve ulaşım fırsatları gözden geçirilerek, ihtiyaçlara uygun yeniden planlanacaktır. Vb.

Kent çeperi nedir?

Sürdürülebilir Ekolojik Tarımsal Üretim potansiyeline sahip kent çeperlerinde, modern tekniklerle Kentsel tarıma dayalı, halkın temel ihtiyacı olan gıdalar üretilerek, “Seradan/ Tarladan tezgâha veya sofraya” tüketim zincirinin kurulması hedeflenmektedir.

Örnek vermek gerekirse; İstanbul Avrupa yakasının kent çeperi Silivri, Çatalca ve kuzey ormanları, Anadolu yakasının kent çeperleri ise Şile, Ağva, Yalova Termal- Armutlu- Çınarcık gibi kara ve denizden merkez ilçelere 1-2 saat uzaklıktaki, doğal olarak karbon nötr seviyesine yakın bölgeler kabul edilmektedir.

Benzeri konumda Anadolu coğrafyasındaki Büyükşehir ve illerin kent çeperi konumundaki ilçe ve beldeler tespit edilerek, ETÜBÖL anlayışı/ uygulamaları yaygınlaştırılacaktır.

Hedef; Adana, Mersin, Antalya vb. bölgelerden taşınarak gelen temel gıda ürünlerinin (sebze ve meyvelerin) bu kent çeperlerinde yerinde üretilip tüketilmesidir.

Hükümetin belirlediği taban fiyat uygulaması kapsamındaki çay- fındık- pamuk- zeytin vb. ile buğday- arpa- ayçiçeği- mısır vb. stratejik ürünler projemiz kapsamı dışında, Ulusal kalkınma modeli ve hedefleri çerçevesinde iktidar/ bakanlıklar tarafından planlanmalıdır. Doğru bir planlama ve destekleme yapıldığında, YERELDE/ BÖLGESEL KALKINMA hedeflerinin gerçekleştirilmesine pozitif katkılarda bulunacağı doğaldır.

Kent çeperlerinde gerçekleştirilecek Kentsel Tarım yatırımcı ve üreticileri kimlerdir?

1.Makro ölçekte; (Jeotermalli seralarda, yatırımcılar tarafından karlılık ve yatırımın geri dönüşü önceliği olan teşvik belgeli üretim.)

A)Mücavir sahadaki imarlı alanlar ile hazine/ kamuya ait tarla vasıflı arazilerin özel yatırımcılara kiralanarak, ölçek ekonomisine uygun (30- 50.000 m2) seralarda, ihracat hedefli ekolojik tekno tarım ile (topraksız, Hidroponic, Aquaponic, dikey tarım vb.) sebze ve meyvelerin üretilerek ihracat geliri elde edilmesi.

B)Yüksek karbon emisyonuna sahip komşu il ve ilçe belediyelerinin, vatandaşlarına güvenli ve uygun fiyatlı gıda sunmak amacıyla, halk pazarı ve büfelerde satılmak üzere, şirketleri veya diğer belediyelerin şirketleriyle birlikte, ölçek ekonomisine uygun en az 20- 30.000 m2 ekolojik topraksız tekno tarım teknikleriyle uygun maliyetli sebze ve meyveler üretmeleri için tarımsal arazilerin tahsis/ kiralanması.

2.Mikro ölçekte; (Bireysel veya örgütlü olarak, yerel yönetimlerle ortak proje desteğiyle, Kadın ve Tarımsal Üretim Kooperatifleri ile Birlikleri organizasyonunda uygun maliyetli üretim yapılması.) KENTKÖY- Kent İhtisas Kooperatifleri, İhtisas Birlikleri, İhtisas Köyleri modeli.

A)Bölge halkının bahçe ve tarlalarında, tüketimi yaygın meyve ve sebzeleri, ekolojik standart ve yöntemlerle sera veya tarlalarda üreterek, doğrudan tüketiciye ulaştırmak üzere tezgah veya sofrayla buluşturulması.

B)Üretici kooperatifi ve birlik üyelerinin tarlaları ile Merkezi- Yerel yönetime ait arazilerin, ortak proje kapsamında tahsis edilerek, ürünlerin doğrudan veya yöresel markalı katma değerli ürün (Konserve, Turşu, Tarhana, Reçel vb.) haline getirilerek iç pazarda veya kurulacak elektronik satış kanalları üzerinden satışıdır.

SONUÇ

*AB yeşil müktesebatıyla, gıda ürünleri üretimindeki standartlar ve ihracat şartları zorlaşmaktadır. İhracat hedefli ekolojik tarımsal üretim için karbon emisyonu yüksek bölgelerden uzakta, kent çeperlerindeki tarım alanlarının önemi artmıştır.

*Enerji ve Tarımda yerinde üret ve tüket sistemiyle sera gazı emisyonu yüksek, bacalı sanayi ve nüfus- yoğun kentlerin güvenli temel gıda ihtiyaçlarını, 1.000 km+ öteden değil kent çeperlerinde karşılamak mümkündür.

*Yerinde ve ölçek ekonomisine uygun modern tarım teknikleriyle gerçekleştirilecek üretim ve azalan lojistik maliyetlerle fiyatlar genel seviyesi azalarak, vatandaşın güvenli gıdaya daha ucuz ve kaliteli olarak erişimi sağlanacaktır. Bu yöntem merkezi hükümetin enflasyonun azaltılması stratejilerini de destekler.

*Nüfus ve sanayi yoğun şehirlerin İklim Uyum Eylem Planlarında karbon salımı azaltımı için, gıda ürünlerinin şehirlerarası tedarik trafiğinin azaltılması, karbon nötr hedefine pozitif katkıda bulunacaktır.

*Bursa ve İstanbul gibi tüm Türkiye’de emisyonu yüksek kentlerin bahçe ve parkları, hobi bahçeleri ile teraslarında kentsel tarım yaparak yeterli güvenli gıdaya ulaşmak hayali aldatmaca olup gerçekçi değildir.

*”Yeşil Şehir” koşullarını taşıyan potansiyel ETÜBÖL beldelerinde, kalkınma gerçekleştikten sonra göç ve yapılaşmanın önüne geçmek için, doğal yapının korunması ve dikey yapılaşma ağırlıklı imar planı uygulamalarına izin verilmemesi yerel yönetimlerin en önemli önceliği olmalıdır.

Bilgi paylaşınca güzel
X

Şifrenizi mi unuttunuz?

Bize Katılın