Kasım 1998’de GÜNEY EGE GAZETESİNDE yayınlanmıştır.
Halk dilinde “yeni çıkan vergi yasası” olarak bilinen, 4369 sayılı “Bazı vergi kanunlarında değişiklik yapılmasına dair yasa” 29.07.1998 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bizler bu yasanın ilk etkilerini 30 Eylül 1998 tarihinde elimizdeki TL, döviz vb. varlıklarımızı bankalara İBRAZ ederek ve gayrimenkullerimizin emlak vergi değerlerini, rayiç bedellere yükselterek yaşadık.
31 Ekim 1998 itibariyle de işletmeler ve şirketler ellerindeki faturasız mallar ile makine- demirbaşlarını bağlı bulundukları vergi dairelerine bildirerek ikinci mali miladı yaşadılar.
Yasayı incelemiş olanlar bilirler. İlgili yasa ile getirilen yenilikler bunlarla bitmiyor. Bir bakıma bugüne kadar olanlar, elinde parası ve mal varlığı olanlar için büyük fırsatlar getiriyor. Bu dönemi iyi değerlendirenler, bundan sonraki dönemlerde varlıklarını açıklarken fazla zorluk çekmeyecekler. Ancak kuşkulu bakarak veya yeterince bilgi sahibi olmadıkları için beyanda bulunmakta gecikenler, ileride ortaya çıkacak servet artışları için “nereden buldun” sorusuyla ve cezalı gelir vergisi sorunlarıyla karşılaşabilirler.
İyi de yeni yasanın getirdiği başka milatlar var mı diye soranlarınız olabilir.
Evet hem de pek çok. Ana başlıklarıyla aşağıda sınıflandıracağız. Köşemizde fırsat buldukça diğer ayrıntıları da yazacağız.
- Kanunun yayımını izleyen ay başında yürürlüğe girecekler. (30 Eylül ve 31 Ekim)
- 1998 yılı başından itibaren elde edilecek gelirlere uygulanacak olanlar.
- Yayımı tarihinde yürürlükte olup, 01.01.1999’dan geçerli olacaklar.
- 31.12.1988’de yürürlüğe girecek madde.
- 01.01.1999’da yürürlüğe girecek maddeler.
- 01.01.1999’dan itibaren verilecek beyannamelerde uygulanmak üzere, yayımıyla yürürlükte olanlar.
- 01.01.1999’da kurum kazançlarından başlamak üzere yürürlüğe girecek olanlar.
- 01.01.2000’den sonra elde edilecek kar paylarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek ve girmiş maddeler zamanla karşımıza çıkacaktır.
Yeni değişikliklerle “götürü gider usulü, hayat standardı esası ve çiftçi muaflığı” kavramları kalkarken, “basit usulde vergilendirme, esnaf muaflığı ve zirai işletme esası” kavramları getirilmiştir.
Esnaf muaflığı belgesi alanlar beyanname vermezken, basit usule tabi esnaf ve zirai işletmesi olan çiftçiler beyannamelerini, ilgili meslek kuruluşlarının belirlediği bürolar aracılığıyla düzenleyecekler.
Eskiden olduğu gibi şahıs firmaları, ortaklıklar ve şirketlerin beyannameleri; muhasebeciler, mali müşavirler ve yeminli mali müşavirlerce verilecektir. Yeni düzenleme ile muhasebeci ve mali müşavirlerin iş yükü sorumluluğu artınca, aktif olmayıp vergiden sürekli kaçma eğiliminde olan, sürekli getirdiği masraf faturaları ile KDV bile ödemeyen riskli müşteriler ayıklanarak, gerçek anlamda ticaret yapan, iş hacmi büyük şirketlere ağırlık verecekler.
1993 yılında bazı incelemeler ve iş görüşmeleri için gittiğim Wasington’un Maryland eyalet binasının (vergi dairesi içindeydi) hemen yanında bir büro gördüm ve içeri daldım. Anladım ki burası bir “vergi danışma bürosuymuş.” Amerikalılar yıl boyunca elde ettikleri gelirlerden tüm harcamalarını düşerek, bakiye kazançları üzerinden beyanname veriyorlar. Bizde ise bazı kazançların belli bir oranı vergiden muaftır. İşte bu bürolar gelirlerden yapılması gereken indirimleri hesaplayarak, ödenmesi gereken vergi matrahlarını hesaplıyorlar.
Her ne kadar bizde henüz yaptığımız tüm harcamalar, gelirlerimizden düşülmüyorsa da yeni yasa değişikliğiyle aile bireylerinin ayrı, ayrı elde ettikleri ücret ve/ veya serbest meslek gelirleri, kira ve gayrimenkul satış gelirleri, zirai gelirler, hisse senedi- döviz- mevduat- tahvil faiz gelirleri ile sağlık, araç, kira, eğitim, bakıcı vb. giderlerin düşülmesi, yıl içinde tevkifat veya stopaj nedeniyle yapılan kesintiler ile artık çok daha önemli olan gelirin elde edilmesi esnasında yapılan harcamaların hesaplanarak beyannamelerin doğru kazanılması önem kazanmaktadır.
İşte muhasebeci veya mali müşaviri olanlar dışında kalan gayrimenkul ve menkul sermaye iradı kazanç sahipleriyle, birkaç yerden ücret geliri olanlar, yabancı uyruklu olup Türkiye’de gayrimenkul ve menkul mal edinenler, memleketi terk edenlerle işletmesini tasfiye edenler… uyarmadı demeyin. Şimdiden kendinize en azından bir vergi danışmanı edinmenizde yarar var. Saygılarımla.
AHMET BAYBARS GÖĞEZ
Trackbacks/Pingbacks