Eylül 1998’de GÜNEY EGE GAZETESİNDE yayınlanmıştır.

Kamu kuruluşları da dahil tüm özel şirketler belirli amaç ve hedefleri gerçekleştirmek için kurulurlar. Zamanla piyasa koşullarının da zorlamasıyla bazı şirketler hedeflerine ulaşabilmek için amaçlarından ve ana faaliyet konularından değişikliğe gidebilir.

Hedefleri belirleme yöntemi de çok önemlidir. Küçük hedefler işletmenin büyümesini engeller. Büyük hedefler ise ulaşılamaz olduğunda hayal kırıklığı ve ümitsizlik yaratabilir. “Biz her şeyi yaparız ağbi” türü dağınık hedeflerin seçimi de yanlıştır.

Belirlenen amaç ve hedefler doğrultusunda gelişmekte olan işletmelerde, belirli bir süre sonra verimsizlik, kar kaybı, organizasyon bozuklukları, kaza ve yaralanmalarla iş gücü kayıpları ortaya çıkmaya başlar. Ne yöneticiler, ne de çalışanlar artık işlerin gidişinden mutlu değillerdir.

Tam “HER ŞEY BURAYA KADARMIŞ, HEDEFLERE VE HAYALLERE ELVADA” denilen bu aşama, büyüyememenin ve kurumlaşamamanın sancılarıdır. Artık işletme içi öz eleştiri de diyebileceğimiz “beyin fırtınası” yapma zamanı gelmiştir. Aslında o güne kadar yapılmadığı için gelinen bu noktada kaçınılmaz olmuştur. Bazı işletme bilimcileri bu dönemi, “hastalığın teşhisi ve tedavisinin başlatılması zamanı” olarak tanımlar.

Beyin fırtınası evreleri şunlardır;

  1. İşletmenin ödün verilmeyecek ana amaçları tekrar gözden geçirilerek tarif edilir ve tüm çalışanlara ezberletilir.
  2. İşletmenin uzun (3- 5 yıl) ve kısa vadeli hedefler ortaya konulur.
  3. Bu hedeflere ulaşmak için yıllara göre zaman planlaması yapılır. Bunun gerçekliği çok önemlidir.
  4. Tespit edilen hedeflere ulaşmada “engelleyici güçler” sınıflandırılarak tespit edilir. Sınıflama kriterleri; a. Mali sorunlar b. Personel sorunları c. Pazarlama- satış sorunları d. Yönetim sorunları e. Üretim sorunlarıdır.
  5. Son aşamada sorunların artık % (yüzde) olarak değerlendirilmesi yapılarak;
  6. Kuruluşun tümünü mü, yoksa bir kısmını mı ilgilendiriyor?
  7. Teknik mi, yoksa örgütsel bir sorun mu?
  8. Yönetim teknikleriyle çözülüp çözülemeyeceği,
  9. Çözümler kurum içinde mi, kurum dışı desteklerle mi çözülebilir.
  10. Hedeflere ulaşmada avantajlarımız, yani “destekleyici güçler” de aynen dördüncü maddede ki kıstaslara göre incelenerek puanlama yapılır.
  11. Engelleyici güçlerle, destekleyici güçler arasında kuvvet analizi yapılır. Grafiksel olarak çıkan bu sonuç, analizi yapan tarafından yorumlanarak hataların kaynağı ve giderilme yöntemleri bir rapor halinde sunulur.

Hep söylerim, özellikle aile işletmelerinde ortaklar, işletmelerine çocukları gibi baktıklarından hatta biraz da fazla korumacı oldukları için çoğunlukla yenilikleri engellerler.

O nedenle yapılan bu “beyin fırtınası” çalışmalarına ortaklar ile müdürlerin yanı sıra, ustabaşı ve işçi temsilcileri de mutlaka katılmalıdır. İşte o zaman sıkıntıların kaynağının sadece parasal ve tek boyutlu olmadığı, yönetim- personel- üretimden kaynaklı sorunların da olduğu çok açık bir şekilde görülecek ve giderilmesi için ortak hareket etme fikri geliştirilecektir. Saygılarımla.

AHMET BAYBARS GÖĞEZ

Bilgi paylaşınca güzel
X

Şifrenizi mi unuttunuz?

Bize Katılın