İBB 1 yıllık raporunda başkan danışmanı sayın Ertan YILDIZ’ın Temmuz 2020 bülteninde ki açıklamalarına karşı eleştirilerimiz;
www.ibb.istanbul sitesinde %50’den daha az ortağı olduğu İDTM AŞ ile ŞİŞLİ KÜLTÜR AŞ iştirakleri görülse de, sayın YILDIZ 28 şirketin olduğunu açıklayarak İDTM AŞ ve ŞİŞLİ KÜLTÜR AŞ’den bahsetmemiş.
İştirakler AŞ koordinatörü olarak atanan sayın Arda KARADAĞ, SPOR AŞ’nin 2017 yönetim kurulu üyesi. Yoksa isim benzerliği mi var? Eski koordinatör sayın Hasan YILMAZ da halen ŞİŞLİ KÜLTÜR AŞ yönetim kurulu üyesi.
Sayın YILDIZ “bazı şirketlerde %80-90 ciro kayıpları var” derken, giderleri azaltmak için yönetim kurulu sayılarını azaltmak yerine artmasından bahsetmemiş.
“İlk genel kurul toplantılarının tescilinde sıkıntılar yaşadık” diyor ama 2019’da göreve geldikten sonra olağanüstü genel kurul kararı alıp da gerçekleştiren tek, tük şirket var. BELTUR AŞ %99,75 İBB ortaklı. 2020’de 2 olağan, 1 olağanüstü genel kurulda nisap sağlayamamış. Tek başına İBB katılsa yetiyor oysa. Nihayet 11.08.2020’de genel kurul yapılmış.
Yönetim kurulu üye sayıları azaldı mı?
Eski dönemde 30 şirket ile İSKİ dahil YK toplam üye sayısı 429, yeni dönemde 13 şirketin zaten fazla olan YK üye sayıları düşmesi beklenirken artarak 469 olmuş. İmza yetkilisi 3-4 kişi oysa. YK- Yönetim Kurulu Başkan ve vekillerine 16.500 TL, üyelere 6.860 TL net huzur hakkı ödeniyor. 2 farklı şirkette görev alanlar var. Yaklaşık %50 fazlasıyla brütü hesaplarsak, karşımıza yıllık 68.670.360 TL gider çıkıyor. Başka hak ve menfaatlerle birlikte şirketler, brüt satış karlarının neredeyse tümünü, bazıları daha fazlasını Genel yönetim giderlerine harcıyor. Tasarruf ilkesi şirketlerde neden uygulanmıyor?
Danışmanlar ve koordinatörleri de eklersek yaklaşık 500 kişiye her ay huzur hakkı ödeniyor. Artabiliyorsa, 3-5 kişiye de düşürülebilirdi oysa?
Bu gereksiz giderler azaltılsa, şirketlerin İBB bütçesine kar transferleri artarak, bazı şirketlerin sattığı mal ve hizmetler için zam yapmaya gerek bile kalmayabilirdi. (Örneğin ekmeğe yapılan zamlar gibi.) Sayın Ekrem İMAMOĞLU bir işadamı olarak atalarımızın dediği gibi “İşten artmaz, Diş’ten artar” deyişini çok iyi bilir.
Yönetim kurulu üyeleri yanında şirketlerin üst yönetim kadrolarında da liyakat ve verimlilik esaslı atamalarla eksiltmeler yapılarak, genel yönetim harcamaları azaltılabilir. Bunun için danışmanlık hizmeti satın alınabilir.
Partizanlık kalktı mı?
Sayın İMAMOĞLU raporun sunumunda şöyle diyor; ( https://tele1.com.tr/ekrem-imamoglunun-bir-yillik-karnesi-iste-yaptiklari-189375/
“Partizanlığı İBB’den, bu binadan söküp atacağız dedik. Liyakat partinin altında ezilmeyecek. Liyakat partiyi öyle bir ezecek ki, liyakatli insanlar gururla sokakta dolaşacak. Bizim için asıl amaç hizmet etmek, başarılı olmaktır. Araç da partidir. Biz partiyi kutsallaştırmayız….”
Artan şirket yönetim kurulu üyelerinin özgeçmişlerine baktığımızda ise “CHP emektarları”, il ve ilçe eski/ yeni yöneticileri, ilçe belediye başkanlığı ve milletvekilliğine aday olup da kaybedenler var.! Beylikdüzü belediyesi başkan yardımcısı ve müdürleri de yönetim kurulu üyeleri seçiminde sayın İMAMOĞLU’nun vazgeçilmezi.
Bu kadar şirket gerekli mi?
İBB, Fortune 500 içine giren 4-5 şirketiyle, 30 şirketli Türkiye’nin en büyük holdingi. Her ne kadar kamu şirketi olsalar da 6102 TTK göre profesyonelce yönetilmeleri gerekir. Zarar ettiklerinde diğer şirketler gibi iflas ve/veya konkordato ilan etmezler. Belediye meclisi onayıyla bütçeden sermaye aktarılarak faaliyetlerine devam ederler. Kamu kaynağının kötü yönetim veya verimsizlik nedeniyle zararların finansmanında kullanılması kabul edilemez. Yaklaşık 3.000 + şirket (BİT) için her yıl milyarlarca TL kamu kaynağı, hizmette kullanılmak yerine şirket zararlarının karşılanması için harcanıyor.
Bünyede tutmaya gerek olmayan birçok şirketin olduğunu benim gibi görüyor olmalılar. Örneğin tek müşterisi Hamidiye su olan, yöneticilerinin de Hamidiye su binasından şirketi yönettiği GÜVEN SU AŞ neden kapatılmaz? Lisans hakkı da zaten Hamidiye GOLD olarak yenilenmiş. Halk otobüsleri dahil tüm toplu taşım araçları İETT’ye devredilince OTOBÜS AŞ gibi şirketlere hala gerek var mı?
Şirketleri kapatmak yerine benzer işleri yapanları birleştirmek de mümkün.
Sayın İMAMOĞLU holding başkanı olsun diye seçilmedi.
Şirketler liyakatli kişilerce yönetilir ve düzgün bilançolara sahip olabilirse, geçmişte ki örnekler gibi İstanbul borsasında halka açılarak İBB için ciddi bir gelir kaynağı yaratılabilirler. Hem de denetimleri çok daha iyi yapılır ve siyasal tartışmaların dışına çıkarılmış olurlar.
Bir yönetim danışmanı olarak önerim; Şirketlerde gelir değil, gider muhasebesi tutulsun.
İştiraklerde durum;
İştiraklerden Şişli Kültür AŞ Genel kurul kararları ilan edilmese de İTO kayıtlarına göre yönetim kurulunu 6’dan 10’a çıkartmış ve İBB’ni temsil eden tüm üyeler eski yönetimde görevli/ bağlantılı. Bu şirket unutuldu mu? Mali tablolar ve faaliyet raporları web sitesinde olmadığı için İBB’ne katkısı var mı, yok mu bilemiyoruz.
TOBB ve İTO’nun da ortağı olduğu İDTM- İstanbul Dünya Ticaret Merkezi AŞ dahil 4 şirketin bazı Genel Kurul Kararlarının ilan edilmediğini İTO kayıtlarından anlıyoruz. Geçmişte başka şirketlerde de aynı sorun var ama bu yönetimler yeterli inceleme yapılmadan ibra edilmiş. TTK Md. 422/2 göre o dönemde alınan kararlar ilerde sakatlık doğurabilir.
Şirketlerin ortakları;
6102 TTK göre 1 ortak bile yeterliyken, neden hala %0,0001 gibi paylara sahip, eski TTK göre beşinciyi tamamlamak için ortaklar duruyor? Tasfiye edilmesinin ne engeli var? Bu ortakları temsil eden bazı yetkililerin, yetki süreleri geçtiği halde genel kurullara katıldığını, İBB şirketlerinde araştırmasam da başka kurumlarda rastladım. Tek ortakla ilansız genel kurul bile yapılabilirken, her birine davet göndermek, toplantılarda nisap sorunu yaşamak, kar dağıtımı ve alınan kararlar ile iç tüzüğün uygulamasında sorunlar yaşamadan işlerin yürütülebileceğini buradan müjdeleyebilirim.
Şirketlerde yaşanan yetki sorunu;
14 şirketin olağan ve olağanüstü genel kurulları zamanında yapılamadığı için 1 ila 5 ay arası yönetimleri düşmüş. Nasıl harcama ve ihale yaptılar, işçi alıp çıkardılar? Bu sürelerde huzur hakkı ödenip ödenmediği, ödendiyse nasıl muhasebeleştirildiği de ayrı bir denetim konusu olmalı.
Keşke bir hukukçu çıkıp da Genel müdürlerin yönetim kurulu üyesi olmaması halinde düşmeyeceğini ve yetkilerinin devam edeceğini hatırlatsaydı.!
Özgeçmişinde şirket yöneticiliği deneyimi olmayanlar yanında, çok liyakatli genel müdürler var. Siyaseten taraf olan üstlerinde ki 15 – 19 kişilik yönetim kurulu üyelerinin, genel müdürlerin performansını olumsuz etkileyebileceği hiç düşünüldü mü?
Temmuz 2019’dan itibaren 15-19 üye atamak için bir şirkette 25-30 kişinin girip çıktığını sicil gazetelerinde görüyoruz. Yeni yönetim döneminde atanıp, 1 hafta sonra görevden alınanlar var. Yöneticilerde güven sarsılır, performans düşer ve siyasi bakış ile yalakalık.! artabilir. Zaten her toplantı ve ilan edilen gazeteler de ayrı bir maliyet.
Vatandaşın bilgi edinme hakkı;
Bilgi almak adına onlarca İBB ve şirketlerinize mail attım. Bir tanesi de çıkıp “Neler saçmalıyorsun kardeşim” diye cevap yazmadı. Karınca duası ticaret sicil gazetelerini kitap çalışmam ve geçmiş ile yeni yönetimleri karşılaştırıp kamuoyuyla paylaşmak için inceliyorum. Yardımcı olunursa daha farklı bakış açıları ortaya çıkar.
Türkiye’de yerel yönetimler ve şirketlerinin kötü yönetildiğine, birçok şirketin gereksiz olduğuna inanarak, bunun sürdürülemez olup girişimciliğin önünde engel olduğunu düşünenlerdenim. Başkanlar kendi şirketlerinde yapmadıkları hatalı kararları alabiliyor maalesef. NOT: Bugün bir şirketin genel müdüründen sorularıma makul cevaplar aldım. Teşekkürler.
- Sayıştay raporlarında şirket ve iştiraklerine seçilen YK üyeleri hakkında çok eleştiri var. 5216 BB- Büyükşehir Belediyesi kanunu Md. 26 göre “Yönetici sıfatına sahip personel YK üyesi atanır” derken, 5393 Belediye kanunu Md. 42 göre “Belediye başkanı yetkilerini müdür ve üstü personele devreder” diyor. Yani Mühendis, Danışman, Koordinatör, Uzman, Mimar vb. kişilerin atanmasının hatalı olduğu belirtiliyor. Tamamına katılmasam da, bu gözle bakarsak birçok YK üye ataması hatalı.
- 6102 TTK Md. 18; “Şirket yöneticileri basiretli iş adamı gibi davranarak şirketlerini yönetmek zorundadır. Şirketin kamuya ait veya belediye iştiraki olması durumu değiştirmez.” Md. 369; “YK üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar.”
NOT; Bu yazı Ağustos 2020’deki duruma göre kaleme alınmıştır.
Sevgiler ve saygılar sunarım.
Ahmet Baybars GÖĞEZ