Ekim 1999’da GÜNEY EGE GAZETESİNDE yayınlanmıştır.
Erzincan, insanları ve doğasıyla sımsıcak ve şirin doğu illerimizdendir. Buna karşın yakın tarihte yaşadığı ikinci depremle neredeyse yerle bir olmuş ve kısa zamanda yeniden doğmuştur. Rahmetli sayın YAZICIOĞLU valimizin gayretlerini de bu vesileyle analım.
Bizim gibi yerel konuları işleyen bir gazetede Erzincan’dan bahsetmek de neyin nesi diye sorabilirsiniz.
Tesadüf bu ya dostlarım arada öyle bir benzerlik var ki, biraz sonra anlatacaklarımı okuyunca siz bile şaşıracaksınız. Tabii ki benzemeyenleri görünce de.
- Son depremden sonra hata anlaşılınca, Erzincan’ın yoğun yerleşim alanı başka bölgeye kaydırılmış. Aynen Fethiye depremi sonrası bizimkilerin Köyceğiz ilçesinin yerleşim yerinin, aynı adıyla anılan köyün dışına yeniden kurulması gibi.
- Erzincan, Keban barajının yapılmasıyla bir göle kavuşmuş. Bizimkinin kenarında ise kendi adıyla anılan doğal gölü ve yapılmakta olan barajın oluşturacağı baraj gölü var.
- Erzincan’da rafting (nehir üzerinde botla yapılan bir spor) yapılıyor. Bizimkinin sınırları içinde de rafting yapılıyor. Ancak Erzincan’da ki raftingi dünyaya tanıtmak için bizzat vali çalışıyor, hatta kendisi de rafting yapıyor. Bizimkisi ise özel bir şirketin çabalarıyla ayakta duruyor ve çok yakında baraj gölünün dolmaya başlamasıyla, alternatif bir alan belirlenmediği için muhtemelen son günlerini yaşıyor.
- Erzincan kaplıcalarını tanıtmak için sayın vali yırtınırken, bizimkinin (Turizm bakanlığı yayınlarına göre dünyada ikinci, Türkiye’de birinci olmasına rağmen) pisliğinden ve bakımsızlığından dolayı hali içler acısı. Bu arada tekne/ yat ile gidilebilen belki de dünyada tek kaplıca ve çamur banyoları. Bildiğim kadarıyla son 3- 4 yıldır belediye kiralamış, şu an kimin sorumluluğunda belli değil. Şifa için gelen turistler ile günü birlikçiler birilerine para ödüyor, market, fırın, kafe ve restoran karışımı bir işletmeden alış- veriş yapıyor ama ne fatura, ne yazar kasa fişi yok. Sigaralar 30- 40.000 TL zamlı. Kira kontratı var mı? İhale yapılmış mı, işgalli mi bilmiyorum. Vergi dairesinin sayın yetkililerinin gözünden mi kaçtı acaba! Tedavi için gelen hasta vatandaşlar için ben hiç sağlık ünitesi ve sağlık personeli görmedim. Kulübelerde kalanlar kendi yemeklerini yapıyor, çay demliyor. Ormanın kenarı olsa da, sorarsan “bir şey olmaz merak etmeyin” cevabı veriyorlar. Ya olursa! Gidin bakın kaç yangın söndürücü var.
- Erzincan, depremden sonra yurt içi ve dışından gelen yardımlar doğru yerlere harcandığı için o kadar değişmiş ki. Ben eski halini bilirim. Görenler git bak tanıyamazsın diyor. Bizimkilerin ilçesi ÖÇK sınırları içine alınmış, her yer yasaklarla dolu, özel girişimcilerin yatırım yapmaması için her türlü engel ve engelleme var. Turizm bakanlığı raporlarına göre Almanya’da ki kaplıcalardan bile üstün tedavi edici özelliklere sahip Sultaniye kaplıcaları ise ÖÇK sınırlarında olduğu için inşaat yapılması yasak. Almanlar kendilerine rakip istemiyor galiba!!
Dalyan- Marmaris (Nato yolu) ile birlikte, Dalyan- Köyceğiz ve Dalyan- Sarıgerme yolları da gündeme alınsa, bölgenin makus talihi komple değişir. Saygılarımla.
AHMET BAYBARS GÖĞEZ