Adliyelerde dava dosyalarının aşırı birikmesiyle Arabuluculuk çalışmalarına önem verilmesi haberleri yine gündemde. Yerel yönetimler hakkında yaptığım araştırmalarda elde ettiğim veriler şöyle;

30 Büyükşehir ve 33 Bağlı kuruluştan (toplam 63) sadece 12’sinin web sitesinde Arabulucu komisyonu kurulduğu bilgisi var. 51 il belediyesinin web sitesinde ise 7 belediyede buldum.

Belki çok daha fazlası vardır ama web sitesinde ilan etmezsen kimin haberi olacak?

Sayıştay denetim raporlarında avukatlık vekâlet ücretlerinin dağıtımı, muhasebesi gibi konular sıklıkla dile getirilir. Ancak kimse okumayıp, okusa da gereğini yapmak için çaba göstermeyince sonuç böyle! Yasalar açısından bilgi vermek isterim.

Milliyet gazetesinde sayın Av. Ayet Metehanoğlu Mete haberinden alıntı yapacağım.

“Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m. 2 bendinde Arabuluculuk; sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış, tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Arabulucu olabilmek için..; Türk vatandaşı olmak, Hukuk Fakültesi mezunu olmak veya yabancı bir hukuk fakültesi bitirip Türkiye’deki hukuk fakülteleri programlarına göre eksik derslerden sınava girip başarı belgesi almış bulunmak, kasten işlenmiş bir suçtan mahkûm olmamak, mesleğinde en az beş yıllık kıdeme sahip olmak, arabuluculuk eğitimini tamamlamak şartlarına haiz olmaları gerekmektedir.

Adliyelerde Arabuluculuk bürosu yok ise, arabulucu sıfatı ile görevlendirilen Sulh Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri müdürlüğüne başvuru yapılabilir. Sadece Adalet Bakanlığı tarafından tutulan arabuluculuk listesine kayıtlı kişiler arabuluculuk faaliyeti yürütebilmektedir.”

Belediyelerin Arabuluculuk faaliyetleri hakkında İBB web sitesinden alıntı yapıyorum. Daha detaylı bilgi edinmek isteyenler ilgili mevzuatı inceleyebilir.

“6325 SAYILI HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNU ile hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esaslar düzenlenmiştir.

12.10.2017 tarihli ve 7036 SAYILI İŞ MAHKEMELERİ KANUNUNU ile idarelerin taraf olduğu ve kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacakları ile işe iade taleplerine dair uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak belirlenmiştir.

6325 sayılı Kanun m. 15.8 ile Başkanlık Makamından alınan onay ile arabuluculuk müzakerelerinde idareyi temsil etmek üzere Arabuluculuk Komisyonu oluşturulmuştur. Arabuluculuk Komisyonunun sekretarya işleri, Hukuk Müşavirliği sekretaryası tarafından yerine getirilmektedir.” Alt bölümde komisyonun iletişim bilgileri paylaşılmış.

Belediyelerde çok fazla dava dosyası var. Kadrolu avukatlar yetmiyor, sözleşmeli çalıştırıyorlar. Her dava için teminat yatırmak zorundalar. Yıllar süren davalar yüzünden işler aksıyor. Belediye başkanları yoğun iş temposu yanında bir de bunları takip etmek zorunda kalıyor. Görevden ayrıldıktan sonra sonuçlanan davalar yüzünden maddi- manevi riskler yaşıyorlar. Zaten birçok dava da görevden ayrıldıktan sonra açılıyor..!

Oldukça karmaşık yapıya sahip Belediye mevzuatına her avukat hâkim değil. Diğer davalarda olduğu gibi Yargıtay kararları/ içtihatları benzeri, Sayıştay denetim sonuçlarının içtihat niteliğinde kullanılması için analitik formatta ilk kitabı yazmış olmama rağmen yeterli ilgiyi görmediğini düşünüyorum. Nasılsa kimse dava neden uzadı diye sormuyor..! Bknz: https://www.akfonkitap.com/belediyelerde-sistematik-sorunlar-ve-cozumler-ahmet-baybars-gogez-pmu7826

Bu nedenle davalar uzun sürüyor. Yeterli savunma yapılamayınca çoğu kurum aleyhine sonuçlanıyor.

Uzlaştırma komisyonu

Belediyeler açısından diğer önemli konu da “Uzlaştırma Komisyonları” kurulmasıdır. Sayıştay denetim raporlarında bu konuya dikkat çekilmiş olsa da, Büyükşehir ve İl belediyeleri web sitesinde bir elin parmakları kadar bilgi bulabildim.

Belediye gelirleri tablosundan gelir kalemlerini incelediğimde;

  • Vergi ve faaliyet gelirleri tahsilat oranlarının çok düşük olduğunu,
  • Alacaklardan tahsilat bölümünün genelde boş olduğunu,
  • Bilançonun 12 Faaliyet alacakları ile 22 Tehirli- Tecilli Faaliyet alacakları gruplarındaki bakiyelerin, yıllara göre yükseldiğini,
  • Tahsil edilemeyen alacaklar yüzünden belediyelerin banka kredisi kullanarak ve/ veya kamuya borçlarındaki artışlarla, faizli borçlarının arttığını görüyorum.

Sıkça yapılandırmaların yaşandığı ülkemizde, kamuya borcu olan mükellefler ile belediyeler, “nasılsa af çıkar yapılandırma yaparım” düşüncesi içindedir. Uzlaştırma Komisyonları borçluları ikna edilebilse, yargılama ve haciz masraflarından kurtularak, artan tahsilatlar nedeniyle gereksiz yere faizle borç almak zorunda kalmazlar. Bu konudaki mevzuatı, kitabımdan alıntı yaparak paylaşıyorum.

GEREKÇE; 213- VUK “Kanunun Şümulü” m. 1; “Bu kanun m. 2 hariç genel bütçeye giren vergi, resim ve harçlar ile il özel idareler ve belediyelerin vergi, resim ve harçları hakkında da uygulanır ..” “Tarhiyat sonrası uzlaşma” Ek m. 1, 6, 7, 8, 9, 12; “Uzlaşma konusu, kapsamı, komisyonlar ve şekli”, “uzlaşma komisyonu muameleleri kesinliği”, “uzlaşma ve vergi mahkemesinde dava açma”, “ödeme”, “uzlaşma ve cezalarda indirim”, “ücretlilere vergi iadesinde uzlaşma”. m. 92; “Ortalama kar hadlerini tespit eden özel komisyon ve uzlaşma komisyonları başkan ve üyelerine, defterdarlığın teklifi üzerine Maliye Bakanlığınca tayin olunacak ücret verilir.” “Vergi Ziyaı” m. 341; “Mükellef veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında veya eksik yerine getirmesiyle, zamanında yapılmayan veya eksik tahakkuku ifade eder….” “Vergi Ziyaı Cezası” m. 344; “m. 341’de yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verilirse, mükellef veya sorumluya, ziyaına uğratılan verginin 1 katı vergi ziyaı cezası kesilir. Vergi ziyaına m. 359’da yazılı fiillerle sebebiyet verilirse, ceza üç kat, fiillere iştirak edenlere 1 kat uygulanır.” “Maliye Bakanlığı vergi incelemesine dayanarak tarh edilecek vergilerde tarhiyat öncesi uzlaşmaya izin verebilir.” Denerek bir yönetmelik çerçevesinde yapılacağı belirtilmiştir.

İçişleri bakanlığı Mahalli İdareler Uzlaşma Yönetmeliği “Uzlaşma Komisyonları Teşkili” m. 6; “… Belediye bütçesine giren vergi, resim ve harçlar için Büyükşehirde “Başkan, genel sekreter- genel sekreter yardımcısı- daire başkanı başkanlığında, gelirler şube müdürlerinden kurulur.” Diğer belediyelerde “Başkan veya başkan yardımcısı başkanlığında mali hizmetler müdürü, yoksa muhasebeci ile belediye encümenince mali hizmetler biriminden bir memur üye olmak üzere üçer üyeden kurulur.”  Yönetmelik uzlaşma komisyonu yetki ve teşkilini detaylı düzenlemiş, huzur hakkına ilişkin hükme yer vermemiş.

İçişleri bakanlığı 2004/ Sıra No. 1; İl Özel İdare ve Belediyeler Uzlaşma Tebliğinde de huzur hakkından söz edilmemiş. m. 9 ile uzlaşma talebi, vergi veya ceza ihbarnamesinin mükellefe tebliğ tarihini takip eden günden itibaren 30 gün içinde yapılması şarttır. m. 10 göre uzlaşma komisyonu sekretaryasını yürüten mali hizmetler birimi, uzlaşma dilekçelerini süresi içinde kabul etmesi ve süresi içinde yapılmayan uzlaşma taleplerini reddetmelidir.

Biraz karmaşık da olsa konuyu olabildiğince temel başlıklarda ve ilgili mevzuatın özetini paylaşarak incelemeye çalıştım. Umarım yararlı olmuştur. Saygılarımla,

Bilgi paylaşınca güzel
X

Şifrenizi mi unuttunuz?

Bize Katılın