NOT: 02.01.2007’de sayın Yalçın BAYER tarafından Hürriyet gazetesinde ki köşesinde yayınlandı. https://www.hurriyet.com.tr/kurbanda-saydamlik-5708577
Geleneksel değerlerimizden her birini kaybetmeyi o kadar kanıksadık ki.
Eskiden şöyleydi, böyleydi diye yakınmalar dışında, geleneklerimize sahip çıkmak adına hiçbir çaba göstermiyoruz. İşte bu yüzden hayatımıza giren cep telefonları bir daha imdadımıza yetişti. Bayram, yılbaşı, ölüm, düğün, cuma günleri vb. kutlamalarımızı bir mesaja indirgedik. Adeta telefon şirketlerini daha da zengin etme çabası içinde. Nasıl çok daha mesaj atarım hevesiyle birbirimizle yarışır olduk. Bir de dönüp soruyoruz; Neden bana mesaj atmadın?
Bugüne kadar ben de bu yarışın bir parçası içindeyken, artık çekiliyorum.
Benim için çok önemli olan kişileri ve bana değer verip bayramımı, doğum günümü, yeni yılımı vb. günlerimi kutlamak için arayan kişiler ile büyüklerimi ya telefonla arayacağım, ya da bizzat giderek kutlayacağım.
Onlara değer verdiğimi ve çok önemli olduklarını hissettirip, gerekirse keyfimden ve eğlencemden fedakarlık edeceğim.
Yüzünü dahi görmediğim, tanımadığım, doğrudan ilgim ve organik ilişkim olmayan kimi şirket ve kuruluşların, siyasi platformların yılda bir kere beni arayarak pazarlama organizasyonlarına ve kutsal günlerimizi kazanç hayallerine ortak eden girişimlerine alet olmak istemiyorum.
Üyesi olduğum mail grubumla, dernek arkadaşlarımla ve dostlarımla zaten mailleşerek veya bayramlaşma günlerine katılarak paylaşımda bulunuyorum. Mail adresi olmayanlara da edinmelerini tavsiye ediyorum. Çocuklarıma ve aileme de bu şekilde hareket etmeleri için tavsiyelerde bulunuyorum. (Ne kadar başarabiliyorum kim bilir..!)
TÜKETİCİ LEHİNE HİÇBİR ŞEY YAPMADILAR
Diğer taraftan hepinizin kolaylıkla yapabileceği hesabı burada yapmayacağım. Ancak Türkiye’de bugün yaklaşık 15 milyon cep telefonu abonesinin her kutlu günde attığı 20- 50 SMS mesajının bilançosunu hatırlatmakta yarar görüyorum.
– Şirketlere bavul dolusu para kazandırmaktan başka ne işe yarıyor?
– Hani özelleştirilen şirketlerden bir yatırım ve/veya tüketici lehine nerdeyse tüm batılı ülkelerde uygulanan promosyonlar ve düşük fiyat tarifelerine benzer bir uygulama gören var mı?
– Aralarında anlaşarak ve ‘fincancı katırlarını’ ürkütmeden güya promosyon adıyla sunulan ‘hizmetlerin’ hepsi tüketiciyi daha fazla nasıl soyarız felsefesine hizmet etmiyor mu?
– Zaten konuşmayı çok seven bir toplum olarak haberleşme dışında her şey için kullandığımız cep telefonlarımızla dünyanın en geveze toplumu olmaya aday değil miyiz?
– Ben hala neden aynı numaramı kaybetmeden bir başka operatöre geçiş yapamıyorum? (Artık yapılıyor..)
– Alt yapı uygun olduğu halde, Ulaştırma Bakanlığı neden bunun hesabını sormaz bilen var mı?
– Sadece bu kolaylığın sağlanması bile rekabeti körükleyeceği için tüketici lehine büyük avantajlar getireceği tüm büyüklerimizce de! Bilindiği halde neden yapılmaz?
– Bu sorularıma en az 10 tane daha soru eklemek mümkün değil mi?
Onları da size bırakıyorum.
Ahmet Baybars GÖĞEZ
2007