Bir sosyal grupta, atıkların geri kazanımı konusunda yaptığımız fikir alışverişi hakkında düşüncelerimi sizlerle de paylaşmak isterim. Günümüzdeki en önemli konulardan biri olan atıkların kaynağında ayrıştırılması konusu her ne kadar bazı çevrelerce, atıkların toplama yerinde ayrıştırılması olarak tercih edilse de, toplum bilincinin geliştirilmesi ve çevrenin temiz tutulması yönünden kaynakta ayrıştırma disiplininin kazanılması çok daha öncelikli olarak ele alınmalı düşüncesindeyim.
İzninizle bir anımı paylaşmak isterim.
Sanırım 2003- 2004 yıllarıydı. GÜLDER- Güzelbahçe Çevre Derneği, Güzelbahçe Belediyesi ve İzmir Valiliğinin ortak olduğu, REC- Regional Environmental Center tarafından desteklenen, “ATIKLARIN KAYNAĞINDA AYRIŞTIRILMASI” projesini hazırladım ve raporlamasını yaptım. Küçük bütçeli bir projeydi. Bu nedenle Güzelbahçe’nin bir mahallesinde uygulayabildik. Çok başarılı oldu. Hatta İzmir Valiliği tarafından en başarılı proje ödülü aldı. Projemize GÜLDER üyeleri ve yerleşik halk büyük destek verdi. Proje bittikten sonra, deneyimlerimizi yerel yönetimle paylaştık. Fakat devam ettirilmedi. Sanki GÜLDER atıkların ayrıştırılmasına devam etsin gibi beklenti vardı. Sonrasında bu konuda bir firmanın yetkilendirildiğini Sayıştay denetim raporlarından öğrendim.
Ninelerimiz ve dedelerimiz bize yerde bulduğumuz bir gazete parçasını dahi alıp kenara koymamızı öğütlememiş miydi?
Yine yerde bulduğumuz bir ekmek kırıntısı ve pirinç tanesini bile alıp kenara koyan bir ulusun devamı değil miyiz biz?
Neden kaybettik bu güzel hasletlerimizi?
Bu kadar müsrif ve duyarsız olmak zorunda mıyız?
Üstelik İslam görüş ve felsefesi de bize tasarrufu, temizliği telkin etmiyor mu?
Bize ait ve bizim düsturumuz olan bu alışkanlıklarımızı manidardır ki şu anda batılı ülkelerin uygulamalarını örnek alarak yeniden öğrenmeye çalışıyoruz. Hani onlara biz öğretmiştik temizliği?
İşte bana duyarlı bir toplum önderi ile saygın bir gazeteci tarafından sorulan sorular ve cevaplarım;
“Sn. GÖĞEZ,
Basit, ama basit olduğu kadar da organize bir yöntem gerektiren atık toplama projelerinizde ki yöntem nedir acaba?
Türkiye’de henüz bu konuda yeterli koordinasyonun sağlanamamasındaki idari ve teknik sebepler olarak neleri görüyorsunuz?
Geri kazanımda, özellikle cam eşya, plastik malzeme ve kağıt artıklarının toplanmasındaki mevcut sokak toplayıcıları yönteminin rasyonalizasyon oranı hakkında bir çalışmanız oldu mu?
Bu konuya benim de merakım var. Çevre korunmasındaki çabaları çok önemsediğim için, grubumuz bünyesinde bir çalışma grubu kursak mı diye aklıma geliyor?
Ben, şu an yurt dışındayım. 3-4 Eylül gibi döneceğim, İstanbul’da ki işim sonrası 12 Eylül akşamı İzmir’de olacağım ve sonrası için bir toplantı organize edilirse, katılmayı çok isterim.
Selam ve sevgilerimle,”
VERDİĞİM CEVAPLAR;
Sayın ………,
Sorduğunuz sorular ve yaklaşımınız gerçekten bu konu hakkında birikimli olduğunuzu gösteriyor. Tabiri caizse damardan girmişsiniz konuya.
Bazı soruların cevaplarını gruptaki arkadaşlarla da paylaşmak adına vermeye çalışacağım. Takdir edersiniz ki bu cevaplar hap çözümler değildir. Önemli olan proje ile çerçevesi çizilebilecek ve belirli bir disiplin altında ama özellikle de yerel yönetimin tutarlı stratejisi ile projenin başarısı için ortaya irade koyması şart. Aksi halde bazı örneklerde olduğu gibi başarılı bir proje yapabilirsiniz ama proje bittikten sonra kimse (Yerel yönetim) bu projeyi sahiplenmeyip, proje sahibi bir dernek tarafından, yürütüleceğini düşünürse sonuç fiyasko olur!!!
Ne kadar başarılı bir yatırım yapsanız ve günün en ileri teknolojilerini bölgenize taşısanız da en önemli şey bilinçlendirme ve denetimdir. Bu amaçla bazı tespitlerimi ve projelerimde öne çıkarmaya çalıştığım taktiklerden püf noktalarını aşağıda maddeler halinde vermeye çalışacağım;
1. Çocuklar çok önemlidir. Genellikle maalesef evlerde çöp atma görevi onlara aittir. Eğer öncelikle çocuklarımızın bilinçlendirilmesine önem verebilirsek, ebeveynlerini eğitecekler ve asla ekonomik atıkları çöpe atmayıp, attırmayacaklardır.
2. Emekliler de çok önemlidir. Evlerde boş zamanı olan ve hayatı yaşamış deneyimli insanlar, aynı çocuklar gibi çöplerini bizzat atan gruptur. En duyarlı ve kolay eğitim kabul edebilecek bu kişileri çok kolay kazanabiliriz.
3. Diğer gruplar içinde bölgedeki STK’lar, kamu kuruluşları, ofisler, iş merkezleri ve apartman yöneticileri sayılabilir.
4. Aynen trafik denetimlerinde uygulanan fahri müfettişlik sistemi gibi başta emekliler, kamu görevlileri, ev hanımları, üniversite- orta öğretim öğrencilerinden oluşturulacak fahri müfettişlerle de belediye ve büyükşehir bölgesinde maliyeti neredeyse “sıfır” olan bir denetim sistemi oluşturulabilir.
5. Tüm bu faaliyetler için yerel yönetimlerin ortaya koyacağı irade ve atıkların toplanmasında ki disiplinli- planlı çalışmalar çok önemlidir. Gerek fahri müfettişlerin, gerekse halkın bu konudaki başvuru ve talepleri karşılanmalı, düzenli atık toplama faaliyetlerinin sürdürülebilirliği aksatılmadan ve büyük bir sabırla karşılanmalıdır.
6. Yerel yönetimlerce bu konuda halkın katılımcılığını arttırmak için önerebileceği bazı profesyonel promosyonlar da çok önemlidir. Örneğin belirli atik hacmine ulaşıldığında vergilerde indirime gidileceği, su faturalarında iskonto yapılacağı gibi duyurular katılımcılığı artıracaktır.
7. Yerel yönetimlerce alınan bu kararların samimiyetine inanan özel girişimler, hiçbir karşılık beklemeden belediye bölgesinde ihtiyaç duyulan her türlü konteyner, atık torbası, depone tesisi, atık toplama araçları vb. yatırımları koşa, koşa yapmaya hazır olacaklardır. “Çöpten hurda- atık toplayanlarla”, belediyelerin kuracağı denetim organizasyonu ayrıca bütçe ayırmaya gerek kalmadan başarı yakalanacaktır.
ONEMLI;
Bu sistemin kurulmasında yerel yöneticilerin tutumu çok önem kazanıyor. Türlü mazeretler üreterek savsaklamak yerine “Katı atık yönetmeliğine” uygun lisans almış şirketlere yeterli güvenceyi vererek yatırıma girmelerini ve arkalarında duracağını hissettirmelidir. Halkın katılımcılığı ile bu girişimcilerin karşılaştıkları dirençler kısa zamanda çözülebilir.
Yürürlükteki kanun ve yönetmeliklere göre, atık toplama ve geri kazanım konusunda yeterli tedbirleri almayan, koklu çözüm üretmeyerek göstermelik ve reklam kokan davranışlarla güya çözüm ürettiğini savunan yerel yönetimler, ilgili bakanlıkların (Çevre ve Şehircilik ile İçişleri) müfettişlerince daha etkin denetlenmelidir.
Aslında yurt dışı örnekleri yaşayan ve üst seviyede birikime sahip siz ve sizin gibi toplum önderlerinin de bu konuda yapacağı telkinler ve yazınızda belirttiğiniz gibi kurulacak sivil inisyatifler mutlak başarının kazanılmasında çok önemlidir.
Grup içinde basta çevre mühendisliği mezunları olmak üzere, genç arkadaşlarımızın konuya sahip çıkması halinde her türlü desteği vermeye hazırım.
Tüm grup arkadaşlarımı, bu konu çerçevesinde özgün bir IZMIR modeli yaratmaya davet ediyorum.
Sizinle de dönüşünüzde tanışmak ve bu konuları geliştirmek adına görüşmekten büyük zevk alacağımı ifade etmek isterim.
Saygılarımla,
Ahmet Baybars GOGEZ
KASIM 2012